Bizi Twitter'dan takip etmek için: @sotatercuman
Çeviri arşivimize ulaşmak için tıklayın.


Ronaldo'nun Seçimi

Birazdan okuyacağınız yazı, 22 Mayıs 2014 tarihinde New York Times'da yayınlanmıştır.

Maderia'nın yolları önümde: İnce halatlar gibi iç içe geçip, kıyıya yakın bölgelerde hafif kıvrılıp gittikçe dikleşen adanın tepelerinde yavaş yavaş yükseldikten sonra, Rio de Janerio'nun favela'larını andıran bir mahalleye doğru devam ediyorlar. Yolu ağır ağır tırmanırken yoksul Brezilya mahallerinin uyandırdığı hislere benzer bir şeyler daha geçiyor aklımdan: Burası sanki bir köşeye fırlatılıp terk edilmiş, hemen aşağıdaki turistik bölgelerden bilerek uzak tutulmuş gibi.

İnsanların yaşadığı yerlerde dolaştıkça bu duygu daha da kuvvetleniyor. İki adam, dağın tepesindeki Santo Antonio denen küçük kasabanın mütevazı barının bahçesindeki bir masaya oturmuş. Dünyadaki en ünlü Madeira'lı, futbol yıldızı Cristiano Ronaldo hakkında sohbet ediyorlar. Ama konu Ronaldo'nun Real Madrid formasıyla attığı büyüleyici goller ya da Portekiz formasıyla sergilediği inanılmaz performanslardan biri değil. Bu iki adam bunların yerine, Ronaldo'nun profesyonel kariyeri henüz başlamamışken, futbol hayatını mahvetmenin eşiğinden döndüğü günlerden bahsediyorlar.


Konuştukları şey olduğunda, bugün 29 yaşındaki Ronaldo, Şampiyonlar Ligi'nde finaller oynamaktan çok uzaktaydı. Manchester United'da altı yıllık bir dönem geçirip Portekiz'in kaptanı olmaktan ve dünya çapında bir ikona dönüşmekten de öyle. Ronaldo'nun vaftiz babası Fernando Sousa'nın söylediğine göre, Ronaldo o zaman genç bir çocuktu ve Perola do Atlantico yani Atlantik'in İncisi namıyla anılan bu küçük adanın getirdiği yalıtılmışlık hissinden uzaklaşmak istemiyordu.

"Lizbon'a gitmesini sağlayan bendim." Bu sözlerin sahibi, Fernando Sousa ve "Lizbon'a gitmek" derken genç Ronaldo'nun ilk kulübü Andorinha'dan Maderia'daki daha büyük bir ekip olan Nacional'e, oradan da Portekiz'in anakarasındaki Sporting Lizbon'a transfer olmasını kastediyor. Bunların hepsi, Ronaldo henüz 12 yaşındayken olmuş ve Cristiano 1997'de Sporting'in akademisine girmiş. Sousa’ya göre bunda anormal bir şey yok. "Gitmeye hazırdı" diyor.

Sousa futbol konusunda tecrübeli sayılabilecek bir isim. Ronaldo gibi Andorinha ve Nacional'de futbol oynamış. Sporting transferinin gerçekleşmesini sağlayan bağlantıları o kurmuş. Cristiano'nun anne ve babasına bu fırsattan bahsettiğinde söylediği sözleri hâlâ hatırlıyor: "O, sizin geleceğiniz." Ronaldo ve ailesi teklifi kabul ederken oldukça heyecanlıymış.

Ancak Ronaldo’nun Lizbon’da geçirdiği birkaç ayın sonunda Sousa tatsız bir haber alır: "Cristiano, adaya geri dönmüş." 

Oysa Ronaldo'nun memleketinde olmaması gerekiyordu. Sporting'le yapılan anlaşmaya göre her yıl yalnızca birkaç kez evine dönebilirdi ve bu ziyaretleri kısa tutması gerekiyordu. Sousa arabasına atladığı gibi, Santo Antonio'nun dar ve engebeli yollarını hızla tırmanıp altı kişilik Ronaldo ailesinin yaşadığı üç odalı eve koştu.

Ronaldo'nun mutlu olmadığını söylediler ama kendisi bunun nedenini anlayamadı. Bu çocuk futbolu her şeyden çok seviyordu. Santo Antonio'daki herkes onun sürekli futbol oynadığını, yanında top olmadan hiçbir yere gitmediğini bilirdi. Eski komşusu Ludgero Castro da o tanıklardan biriydi: "Top oynamak için okulu asardı. Onun ders kitabı, futbol topuydu."

Ne var ki, Ronaldo Lizbon'da Sousa’nın düşündüğü gibi huzuru bulamadı. Bahçıvanlık (ve Andorinha'nın A takımında malzemecilik) yapan babası Jose Dinis'i özlüyordu. Annesi Dolores'i, kardeşlerini özlüyordu. Kuzenleriyle kurumuş derelerde kurbağa yakalamayı özlüyordu. İki arabanın yan yana geçemeyeceği, İber turuncusu renkli evlerle dolu sokakların verdiği o tanıdık hissi özlüyordu. Herkesin birbirini tanıdığı, birinin soyadını öğrenmek için o kişinin yaşadığı evi bilmenin yettiği küçük mahallesini özlüyordu.

Ve tüm bunların yanında adadaki insanların konuşma biçimlerini özlüyordu. Lizbon akademisinde beraber çalıştığı çocuklar Maderia aksanı yüzünden onunla sürekli dalga geçiyordu.

Cristiano, anakaraya dönmek istemiyordu. Sousa ve (2005'te hayatını kaybeden) Jose Dinis ne yapacaklarını şaşırdılar.

"Annesini onunla konuşmaya ikna ettik. Annesi ne dese yapardı. Sonra hemen arabaya bindirip hava alanına götürdük. Zordu ama geri döndü. İyi ki dönmüş, değil mi?"

Sousa cümlesini bitirince yaptığı küçük şakaya güldü. Konuştuğumuz barın yanındaki futbol sahasının girişinde genç Ronaldo'nun Andorinha formasıyla çekilmiş büyük bir fotoğrafı asılıydı. Bu saha, Ronaldo o yaşlardayken henüz yokmuş. Onun top oynadığı ilk sahaya tepeden aşağı inen bir yoldan gidiliyormuş ve Andorinha'nın o dönemki başkanı Rui Santos'un dediğine göre "o saha çim yerine çamurla kaplıymış." Bugün de adanın her yeri Ronaldo'yla kaplı.

Adanın mütevazı hava alanına indiğinizde sizi ilk selamlayan billboard’lardaki Ronaldo oluyor. Taksiciye "Ronaldo turu" dediniz mi, gençliğinin geçtiği yerleri adım adım gezdiriyor. Ronaldo'nun büyüdüğü mahalle olan Bairro Quinta Falcao'daki bir kafede o dönem giydiği tüm formalar, her yıl orada çektirdiği fotoğraflar sergileniyor. Ailesi mekana sık sık gidermiş. Barmenin dediğine göre Ronaldo hâlâ burayı ziyaret edip en sevdiği balık yemeğinden koca bir tabak yemeye devam ediyormuş.

Bu mahallede yoldan geçen birini durdurup "Ronaldo nerede yaşıyordu" diye sormanızla, karşınızdakinin Casa Azul denen mavi binanın arkasındaki boşluğu göstermesi bir oluyor. Eskiden o boşlukta Ronaldo'nun yaşadığı ev varmış. Ev birkaç yıl önce yıkılmış ama sebebini sorduğumuz herkes, farklı bir hikaye anlatıyor: Bazıları, Ronaldo ve ailesi daha "düzgün" bir mahalleye taşınınca serserilerin evi yıktığını; bazıları da, Maderia'nın özerk hükümetinin (ve Ronaldo'nun) oyuncunun fakir çocukluk imajından rahatsız olup yıktırdığını söylüyor.

Ronaldo'nun büyük kardeşi Elma, ailesinin memleketinden uzaklaşmamış. Oyuncunun kendi adını verdiği giyim markasının Funchal'ın daha işlek kısmında açılan şubesini yönetiyor. Ancak o da bize evin yıkılmasıyla ilgili net bir şeyler söylemiyor: "Küçük bir evdi, evet. Ama orası bizim yuvamızdı. Şimdi durum farklı."

"Farklı" kelimesi durumu açıklamak için biraz yetersiz kalıyor. Ronaldo, Rus top model sevgilisi ve başka bir kadından doğmuş üç yaşındaki oğluyla Madrid'de yaşıyor. Annesinin evi, yaşadığı yerin yakınlarında. Diğer kız kardeşi Katia ise bir şarkıcı olmuş. Forbes'un verilerine göre Ronaldo'nun yıllık geliri 44 milyon dolar civarında.

Elma, Ronaldo'nun "yılda sadece birkaç kere, o da saklanacak bir yer aradığında" buraya geldiğini söylediğinde pek şaşırmıyorum. Ama bazen burası bile ona huzur vermeye yetmiyormuş: "Her zaman ziyaretçiler oluyor. Sürekli birileri bir şeyler istiyor. Bu onun için oldukça zor."

Ronaldo buraya son gelişinde kendi müzesinin açılışına katılmış. Turistik bölgenin yakınlarında Ronaldo'yla ilgili aklınıza gelebilecek her şeyi barındıran havalı bir galeri var artık. Her türlü kupa ve ödül (örneğin, İskandinav Manchester United Taraftarları Derneği'nin Ronaldo'ya verdiği 2003-04 Sezonunun En İyi Oyuncusu ödülü) önemine bakılmaksızın sergileniyor. Formalar, Ronaldo'nun çocukluk fotoğrafları ve hat-trick yaptığı maçlara ait topların bulunduğu bir koleksiyon da ziyaretçileri bekliyor.

Müzenin başında Ronaldo'nun kuzeni Nuno Viverios var. Viverios ve Cristiano, Manchester'da beraber yaşamışlar. Kuzen Nuno, Ronaldo'nun ilk kupasını kaldırdığı gençler takımının kaptanıymış (evet, o da müzede sergileniyor). Nuno'ya Ronaldo'nun kariyerinin zirvesindeyken bir müze açmasının insanlara küstahça geldiğini söylediğimde, bir elini sallayarak cevap veriyor.

"Şimdiden o kadar çok kupası var ki hepsini bir yerde sergilemesi iyi oluyor. Üstelik bunlara daha yenileri eklenecek. Onları da buraya koyacağız."

Maderia'lıların çoğu Viverios’la aynı fikirde ve en sevdikleri oyuncuya sarsılmaz bir güven duygusuyla bağlılar. Onlar Ronaldo'nun yeşil sahada henüz fiyakalı bir sihirbaz olmadığı günleri, Andorinha'yla kaybettiği maçlardan sonra nasıl ağladığını, topun diğer çocuklara kıyasla ayağına nasıl daha çok yakıştığını hatırlıyorlar.

Ve tabii ki, buralardan gitmek istemediği günler de daha dün gibi akıllarında.


Yazı: Sam Borden

28 Ekim 2014 Salı

One response to Ronaldo'nun Seçimi

  1. Unknown says:

    guzeldı ama kısaydı :d

Yorum Gönder

Blogger tarafından desteklenmektedir.

İzleyiciler